"Akşam bilmem-kaç'tan sonra kahve içmeyin, kafein uykunuzu kaçırır" derler. Kahve içemeyen, çaya sığınır. Sonra öğrenir ki kafein, çayda da mevcuttur. Böylelikle çaydan da kaçınır. Fakat çayda yalnızca kafein yoktur. Çay aynı zamanda tanen denen bir madde de içerir ki bu madde antibakteriyel özelliğe sahiptir, bağışıklık sistemine, tansiyona, virütik rahatsızlıklara iyi gelir. Rahatlatır da... Üstüne üstlük tanen, kafeinin uyarıcı etkisini de giderir. Dolayısıyla eğer akşamın bu saatlerinde canımız çay çekmişse yapabileceğimiz iki şey vardır; çay düşüncesini kafamızdan atmaya çalışabiliriz ya da çayımızın demlenme süresini biraz artırabiliriz ki tanen maddesi aktive olsun. Bazen hemen kaçmamak, kaçınmamak; fayda alabilmek için içgüdümüze ters de olsa, tadı acı da olsa biraz beklememiz gerekir... Yalnızca biraz daha zaman vermemiz. Belki de o şiddetli, o korkunç rahatsızlık veren duygunun uyarıcı etkisi, o duygudan kaçtığımızda değil, bilhassa onunla biraz da kaldığımızda, demlenmesine izin verdiğimizde geçecektir.

Metafor: Matthieu Villatte