HAKKIMDA ATÖLYE & EĞİTİMLER MEDİTASYONLAR MEDİTASYON HAKKINDA S.S.S ÖZ ŞEFKAT KİTAPLIK NOT DEFTERİM BASINDAN PEMBE FİLİ DÜŞÜNME İLETİŞİM

Bacaklar inceliyor, kollar şekilleniyor, göğüsleri kimisi büyütüyor kimisi küçültüyor, bel daralıyor, boy uzatılıyor… derken arkadaki sandalyeler, merdivenler, duvarlar yamuluyor. Yamulur tabii! Boşuna yamulmuyor! Toplumun öyle bir talebi var ki bizden, of! Güzellik tek tip gözünü sevdiğimin devrinde. O standarda uymazsak kabul görmeyeceğimize inanıyoruz. “Beğenilmeyeceğimize” inanıyoruz. Sevilmeyeceğimize inanıyoruz (Sevilmekle alakası yoksa meselenin, orada kalp işaretinin ne işi var?). Halbuki o photoshop’ların, yamulan eşyaların ardında öyle masum bir istek var ki: SEVİLME İSTEĞİ. KABUL GÖRME İSTEĞİ. Hepimiz sevilme isteğiyle doğarız. Düşünsenize, küçük bir çocuğun bir sürü ihtiyacı vardır. Yemek, barınak, giysi, bağ kurma… Eğer çocukken sevilmeyi başarabilirsek diğer her şey hallolur! Bizi seven kişi, bir yolunu bulur. Bulamazsa beraber acı çekilir, onun sevgisiyle karnımız doyar. Demem o ki sevilmek, hayatta kalmamız için esastır. Bu yüzden de onaylanmayacağını, kabul görmeyeceğini düşündüğümüz taraflarımızı saklarız. Herkesten… Kendimizden bile saklarız. Utanç sessizlikten beslenir, sevgili okurum. Utanç, başka insanların da aynı endişelere sahip olduğunu unuttuğumuz, kendimizi “anormal” hissettiğimiz topraklarda yetişir. Utanç kabul gördüğü yerde hayatta kalamaz. Kabul görmek o yüzden utancın panzehiridir. Başkasından göremediğimiz kabulü, dilerim kendimize gösterebiliriz. Dilerim yavaş yavaş sevdiğimiz, sevmediğimiz hiçbir tarafımızı yalnız bırakmamayı öğreniriz. Bu süre zarfında da kabul görmek uğruna orayı burayı yamultan herkesi sevgiyle kucaklıyorum! Yamultun, dostlar! Eğer ihtiyacımızı şimdilik böyle karşılayacaksak yamultalım!