HAKKIMDA ATÖLYE & EĞİTİMLER MEDİTASYONLAR MEDİTASYON HAKKINDA S.S.S ÖZ ŞEFKAT KİTAPLIK NOT DEFTERİM BASINDAN PEMBE FİLİ DÜŞÜNME İLETİŞİM

“Yazı mı tura mı” diye sorar hayat bize her an. Ve bir seçim yapmamızı bekler. Yaptığımız her şey bir seçimdir; bir şey(ler)i geride bırakıp bir diğerine yöneliştir. Öyle ki, karar vermemek bile bir seçimdir; olduğumuz yerde, aynı şekilde kalmayı seçmemizdir. “Yazı mı tura mı?” diye sorar hayat. Her an. Ve biz geçmişimizden öğrendiklerimizle, zihnimizin sunduğu sebeplerimizle, o anda bildiklerimizle ya “yazı” deriz, ya da “tura”. Ve bir seçim yaparız. Seçimimiz sonucu oluşan bir dizi olay eğer ki canımızı sıkar, içimizi acıtır, bizi yaralarsa da suçu kendimizde ararız. Kendimize kızar, kendimizi azarlarız. “Ah aptal kafam!”, “Çok yanlış yaptım ne salağım!” der durur, kendimizi, hayatı önümüzdekilerden ziyade geride bıraktıklarımızla tarif eder hale geliriz. “Yazı mı tura mı?” der hayat her an. Ve seçimimizin nasıl sonuçlanacağını bilmezken, yazı da tura da aynıdır. İşte tam da bu yüzden, olur da kendinizi, seçimleriniz yüzünden suçlarken bulursanız, hatırlamaya değer şeyler vardır: O an ihtiyacınız olanı seçtiğiniz ve o an o seçtiğinizin doğru olduğuna inandığınız gibi. Olur da, seçimleriniz yüzünden “Bunun böyle olacağını bilmeliydim!” diye kızarken bulursanız kendinizi, hatırlamaya değer şeyler vardır: O an yazıyı mı yoksa turayı mı seçmenin daha avantajlı çıkacağını bilebilmenizin mümkün olmadığı gibi.